10 Haziran 2010 Perşembe

Alışverişsiz Alışveriş




Ya ben bu alışveriş olayına felaket şekilde kılım varya. Dolabına bakıpta, 'Giycek hiçbirşeyim yok ya böhüü' diyen kızlardanım itiraf ediyorum. Bigün önceden filan hazırlarım giyceklerimi bu durumu yaşayıp geç kalmamak için. Ama ertesi günü hep bu hiç olmadı yea diye geri çıkartırım. Alışveriş benim için biraz kutsal bi kavram. Henüz annesine bağlı yaşayan geliri olmayan bi insan olduğumdan gezinirken beğendiğim birşeyi aa alayım hadi ben bunu çok güzelmiş diye alamam.

Eskişehirde yaşadığımdan dolayı genelde böyle giyim açısından bakındığım bi tek yer var oda Espark. Ne zaman arkadaşlarımla veya yalnız çıksam müthiş şeyler buluyorum ben mağazalardan. Böyle ağzımın suyu akıyor resmen ya. Alamıcak olmama rağmen deniyorum filan. Allam bu benim olsun nolur filan diyorum. Beğendiğim şeyi evdeki hangi üste veya alta uyduracağımın hayalleriyle uçuyorum resmen o an. Böyle yavru kedi görmüş gibi bakıyorum kıyafetlere. Hatta çok çok beğendiysem kendi bedenime göre olan kıyafeti en arkalara veya iğrenç birkaç kıyafetin arkasına saklama gibi bi huyumda var evet ehehe. Eve gider ikna ederim belki annemi hemen alırım. Şimdi burdan 10dkda eve gitsem. 15 dk da anneme yalvarsam. 10 dkdada geri dönüp alsam. Hmmm o arada alan olurmuki gibi düşüncelere girebiliyorum.

Küçükkende böyleydim ben zaten. Ne alakaysa ilokulda arkadaşlarımızla tek eğlencemiz o mevkiideki Migrosa girip avare avare gezmekti. Hayır yani bi mağaza filan olsa neyse. Migrosun neresini geziyomuşuz anlamıyorum ki. Bişeyde almazdık ama düzenli olarak giderdik. İyi katlanmış bize migros halkı valla. Orda da saçma sapan şeyler beğenirdim. *Migrostan ne beğenebilirsinki zaten* 3 şey fixti benim için. Kokulu renkli mumlar bir. Böyle dogum günü yılbaşı kartları olurdu acayip süslü onlar 2. Bide renkli peçeteler olurdu selpak denen lanet markanın. Allahım o renkli, desenli peçeteler kadar özendiğim bi başka şey yoktur herhalde o küçük yaşımda ya. Annemle ne zaman erzak alışverişine çıksak yalvarırdım. Nolur bak bunlardan alalım diye. Oda haklı olarak çok pahalı onlar ne gerek var evde 2 kişiyiz altı üstü derdi. Bende o andan sonra bütün alışveriş boyunca küçük bir Nostradamus olurdum. 'Ya yemeğe misafir gelirse' 'Ya markete gidip peçete alacak vaktin olmazsa' 'Bizim markette bunlardan da yok bak' 'Rezil olcaksın millete' gibi haşince yorumlar yapardım.Tabi annem almazdı bende o peçeteleri arka taraflara sakladığımla kalırdım.

Dünde işte tatile gideceğim için bişeyler alalım üstüme başıma dedik. Çıktık Esparka. Ulan bir parça birşey olmazmı ya. Pantolon şort tarzı bikaç parça birşeyim olduğu için üst bakalım dedik. Yok anam yok. Bir parça güzel bir üst yok. Ne Zara kaldı gezmediğim ne Stradivarius nede Bershka. Annemde bulamıyor güzel bişi bende. Kadıncağız paraya kıyıcam artık nolur beğen birşey diyo ama yok yani nabayım. Şaka gibi bide üst beğenmiyorum ama bi sürü pantolon şort etek filan beğendim. Onlarıda ben almıyorum var nasılsa diye. Bir sinir geldi bana varya. Demediğimi bırakmadım. Bershkanın anasından girdim Stradivarius un babasından çıktım.

Bu her kadında var zaten tahminimce. Birşey bulamayınca böyle bir sinir geliyor. Beğenirsin para olmaz, para olur alacak birşey olmaz. Hiç değişmez bu valla bak. Velasıl ben böyle iyice sara nöbeti geçircek kıvama gelince annem gel çıkalım bi hava al kendine gelirsin dedi. Hiçbişey almadan da dönmüş oldum. Zaten Antalya mevkiindede hava bok gibiymiş. Yapacak birşey yok kısaca.

0 yorum:

Yorum Gönder